26.10.2021 tarih ve 31640 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Vergi Usul Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile vergi mevzuatında önemli değişiklikler yapılmıştır. Bahse konu yasa ile yapılan değişikliklerden öne çıkanları maddeler halinde aşağıda belirtilmiştir;
- Ülkemizin gelişiminde özel önem arz eden belirli faaliyetlere ilişin olarak yüksek tutarlı amortisman ayrılmasına izin veren ve uygulaması 2019 takvim yılı sonunda sona eren hüküm yeniden ihdas edilmiştir. Bu çerçevede, Sanayi Sicili Kanununa göre sanayi sicil belgesini haiz mükelleflerce münhasıran imalat sanayiinde, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu, Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun ve Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun, kapsamında faaliyette bulunan mükelleflerce münhasıran Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde kullanılmak üzere, 31.12.2023 tarihine (bu tarih dâhil) kadar iktisap edilen yeni makina ve teçhizat ile aynı tarihe kadar yatırım teşvik belgesi kapsamında iktisap edilen yeni makina ve teçhizat için uygulanacak amortisman oran ve süreleri, Hazine ve Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilen faydalı ömür sürelerinin yarısı dikkate alınmak suretiyle hesaplanabilecektir. Bu şekilde yapılacak hesaplamada faydalı ömür süresinin küsuratlı çıkması halinde, çıkan rakam bir üst tam sayıya tamamlanmak suretiyle ilgili kıymetlere uygulanacak amortisman oran ve süreleri belirlenecektir. Bu şekilde belirlenen oran ve sürelerin izleyen yıllarda değiştirilmesi mümkün değildir.
- Yurt dışından Türkiye’ye getirilen sermayeye ilişkin vergi avantajı oluşturulmuştur. Bilindiği üzere, finans, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde faaliyet gösteren kurumlar ile kamu iktisadi teşebbüsleri hariç olmak üzere sermaye şirketlerinin ilgili hesap dönemi içinde, ticaret siciline tescil edilmiş olan ödenmiş veya çıkarılmış sermaye tutarlarındaki nakdi sermaye artışları veya yeni kurulan sermaye şirketlerinde ödenmiş sermayenin nakit olarak karşılanan kısmı üzerinden Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından indirimden yararlanılan yıl için en son açıklanan "Bankalarca açılan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı" dikkate alınarak, ilgili hesap döneminin sonuna kadar hesaplanan tutarın %50'si, kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından indirilebilmektedir. Yeni düzenleme ile nakdi sermaye artışlarının, yurt dışından getirilen nakitle karşılanan kısmı için bu oran %75 olarak uygulanacaktır.
- 2022 yılı vergilendirme dönemine ilişkin verilecek beyannamelerden itibaren uygulanmak üzere 4 üncü geçici vergi beyanı ile ödemesine son verilmiştir. Yeni hüküm çerçevesinde; ticari kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabı cari vergilendirme döneminin gelir vergisine mahsup edilmek üzere, Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari veya mesleki kazancın tespitine ilişkin hükümleri uyarınca ilgili hesap döneminin ilk dokuz ayı için belirlenen üçer aylık dönem kazançları üzerinden 103 üncü maddede yer alan tarifenin ilk gelir dilimine uygulanan oranda (güncel oran %15) geçici vergi ödeyeceklerdir.
- Vergiye uyumlu mükelleflere tanınan vergi indirimi hakkından faydalanma şartları kolaylaştırılmıştır. Bu kapsamda, indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıllık süre içerisinde beyana tabi vergi türleri itibarıyla ikmalen, re'sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması şartı, bahse konu tarhiyatın kesinleşmiş olması koşuluna bağlanmıştır. Ayrıca kesinleşen tarhiyatların, indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl için geçerli olan, indirimin üst tutar sınırının %1’ini aşmaması durumunda (Örneğin 2021 yılı için 15.000 TL) bu şart ihlal edilmiş sayılmayacaktır. Ek olarak ilgili madde metninde yer alan “Bu hüküm, indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yılda herhangi bir vergiye ilişkin beyanların gerçek durumu yansıtmadığının indirimden yararlanıldıktan sonra tespiti üzerine yapılan tarhiyatların kesinleşmesi hâlinde de uygulanır ve bu takdirde indirim uygulaması dolayısıyla ödenmeyen vergiler açısından zamanaşımı, yapılan tarhiyatın kesinleştiği tarihi takip eden takvim yılının başından itibaren başlar.” ibaresi yasa metninden çıkarılmıştır. Söz konusu değişiklikler, 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren verilmesi gereken yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinde (2021 yılına ilişkin beyanname dahil) uygulanacaktır.
- “Konaklama Vergisi” nin yürürlüğe girmesi, 1 Ocak 2023 tarihine ertelenmiştir.
- Tam mükellefiyete tabi ve bilanço esasına göre defter tutan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri (kollektif, adî komandit ve adî şirketler dâhil, enflasyon düzeltmesi yapanlar ile kayıtlarını Türk para birimi dışında başka bir para birimiyle tutmalarına izin verilenler hariç), enflasyon düzeltmesi yapma şartlarının gerçekleşmediği hesap dönemlerinin sonu itibarıyla, bilançolarına dâhil bulunan taşınmazlar ile amortismana tabi diğer iktisadi kıymetlerini (bu niteliklerini korudukları müddetçe sat-kirala-geri al işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilenler hariç) ve bunlar üzerinden ayrılmış olup bilançolarının pasifinde gösterilen amortismanları ilgili mevzuatta belirtilen şartlar doğrultusunda yeniden değerleme imkanı getirilmiştir. Buna göre, iktisadi kıymetlerini yeniden değerlemeye tabi tutan mükellefler bu kıymetlerini, yeniden değerleme sonrasında bulunan değerleri üzerinden amortismana tabi tutmaya devam ederler. Pasifte özel bir fon hesabında gösterilen değer artışı tutarının, sermayeye ilave edilme dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen kısmı, bu işlemin yapıldığı dönem kazancı ile ilişkilendirilmeksizin bu dönemde gelir veya kurumlar vergisine tabi tutulur. Yeniden değerlemenin herhangi bir yıl yapılmamasından veya değerleme oranının düşük uygulanmasından dolayı daha sonraki yıllarda geçmiş dönemlere ilişkin yeniden değerleme yapılamaz. Hesap dönemi içinde aktife giren iktisadi kıymetler için aktife girdiği hesap döneminde, yeniden değerleme yapılmaz. Pasifte özel bir fon hesabında gösterilen değer artışı tutarı üzerinden %2 oranında hesaplanan vergi, yeniden değerleme işleminin yapıldığı tarihi izleyen ayın sonuna kadar bir beyanname ile gelir veya kurumlar vergisi yönünden bağlı olunan vergi dairesine beyan edilir ve ilk taksiti beyanname verme süresi içinde, izleyen taksitler beyanname verme süresini takip eden ikinci ve dördüncü ayda olmak üzere üç eşit taksitte ödenir. Bu kapsamda ödenen vergi; gelir ve kurumlar vergisinden mahsup edilmez, gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilmez. Beyanın zamanında yapılmaması ya da tahakkuk eden verginin süresinde ödenmemesi halinde bu madde hükümlerinden faydalanılamaz.
- Gider pusulasının uygulamasında değişiklik öngörülmüştür. Buna göre, gider pusulası malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami 7 gün içinde düzenlenmelidir ve bu süre içerisinde düzenlenmemesi halinde hiç düzenlenmemiş sayılacaktır. Gider pusulasının kullanılması gereken işlemler çerçevesinde malın veya hizmetin bedelinin, teslim veya ifa tarihinden itibaren azami yedi gün içinde satıcıya banka, yetkilendirilmiş ödeme kuruluşları ve PTT aracılığıyla ödenmesi halinde, bu kurumlarca düzenlenen belgeler (Örneğin; gerçek kişiye yapılan kira ödemelerinde banka dekontları) gider pusulası yerine geçecektir.
- “Alış Bedeli” olarak yeni bir değerleme ölçüsü belirlenmiştir. Alış bedeli, bir iktisadi kıymetin satın alma bedeli olarak tanımlanmış olup, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi ile ilgili diğer giderler alış bedeline dâhil değildir. Yeni düzenleme öncesi alış bedelinin hangi varlıkların değerlemesinde kullanılacağı belirtilmiş ancak tanımı yapılmamış idi. Buna göre; hisse senetleri ile fon portföyünün en az %51'i Türkiye'de kurulmuş bulunan şirketlerin hisse senetlerinden oluşan yatırım fonu katılma belgelerinin alış bedeliyle, bunlar dışında kalan ancak borsa rayici olmayan veya borsa rayicinin muvazaalı bir şekilde oluştuğu anlaşılan her türlü menkul kıymetin alış bedeline vadesinde elde edilecek gelirin (kur farkları dahil) iktisap tarihinden değerleme gününe kadar geçen süreye isabet eden kısmının eklenmesi suretiyle bulunan tutarla, borsa rayici bulunmayan, getirisi ihraç edenin kar ve zararına bağlı olarak doğan ve değerleme günü itibariyle hesaplanması mümkün olmayan menkul kıymetler alış bedeliyle değerlenecektir.
- Yeni düzenleme ile maliyet bedeli tanımı detaylandırılmış ve daha önce tebliğ ile veya farklı kanun maddelerinde yapılan açıklamalar tek madde içerisinde toplanarak maliyet bedeline girmesi zorunlu olan ve olmayan unsurlar kapsamlı ve tahdidi olarak belirtilmiştir. İktisadi kıymetin iktisap edilmesi veya değerinin artırılması ile doğrudan ilgili; gümrük vergileri, gümrük komisyonları, yükleme, boşaltma, nakliye ve montaj giderleri, resim ve harçlar, noter, tapu, mahkeme, değer tespiti, danışmanlık, komisyon ve ilan giderleri, iktisadi kıymetin finansmanında kullanılan kredilere ait faiz giderleri ve bunlara ilişkin kur farklarının; emtiada emtianın stoklara girdiği tarihe kadar, diğer iktisadi kıymetlerde ise iktisadi kıymetin envantere alındığı hesap döneminin sonuna kadar olan kısmı ile söz konusu kredilere ilişkin giderler, iktisadi kıymetin stoklara veya envantere alındığı tarihe kadarki depolama ve sigorta giderleri, gayrimenkullerde mevcut bir binanın satın alınarak yıkılmasından ve arsasının tesviyesinden mütevellit giderler, maliyet bedeline dâhil edilecektir. Buna karşın, gayrimenkullerle doğrudan ilgili olması şartıyla, bunların envantere alındığı hesap dönemi sonuna kadar alınan hibeler maliyet bedelinden indirilecektir. İktisadi kıymetin (emtia hariç) iktisap edilmesi veya değerinin artırılması ile ilgili olan özel tüketim vergisi, indirilemeyecek katma değer vergisi, banka ve sigorta muameleleri vergisi ile kaynak kullanımını destekleme fonunu maliyet bedeline ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükellefler serbesttirler.
- Amortisman uygulamasında önemli değişiklikler öngörülmüştür. Buna göre; dileyen mükellefler, amortisman işlemine, işletme aktifine yeni kaydedilecek iktisadi kıymetler (faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları binek otomobilleri hariç) için bunların kullanıma hazır olduğu tarihte başlayıp ve her bir hesap dönemi için kıymetin aktifte kaldığı süre kadar gün esasına göre amortisman ayırabilir. Sürenin gün olarak hesaplanması için Hazine ve Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilen faydalı ömür süreleri 365 ile çarpılacaktır. Mükelleflerin, Hazine ve Maliye Bakanlığının iktisadi kıymetler için tespit ve ilan ettiği faydalı ömürlerden kısa olmamak üzere amortisman süresini, her yıl için aynı oran olmak kaydıyla, belirlemeleri mümkündür. Bir başka deyişle, Bakanlık tarafından tespit ve ilan edilen faydalı ömürler uygulamada asgari faydalı ömre dönüştürülmüştür. Ancak mükellefçe tespit edilecek faydalı ömür süresi Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen sürenin iki katını ve elli yılı aşamaz. Mükellefler bu tercihlerini iktisadi kıymetin envantere alındığı geçici vergi dönemi sonu itibarıyla kullanırlar. Bu şekilde belirlenen amortisman süresi ve oranı izleyen dönemlerde değiştirilemez. Ek olarak, bu şekilde amortisman hesaplanmasına başlandıktan sonra bu hesaplama şeklinden vazgeçilemez.
- Şüpheli alacak uygulamasında önemli bir konu netliğe kavuşturulmuş ve “dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacak” tanımlanarak bahse konu alacakların 3.000 Türk lirasını aşmayan alacaklar olduğu belirtilmiştir.
- Yenileme fonu uygulamasında değişikliğe gidilerek yargı kararlarına uyumlu mevzuat ihdas edilmiştir. Bu çerçevede, satıştan doğan kârın, satışın yapıldığı tarihi takip eden üçüncü takvim yılının sonuna kadar pasifte geçici bir hesapta tutulabileceği, bu süre içinde, satılan iktisadi kıymetlerin yenilenmesi veya benzer mahiyetteki bir iktisadi kıymetin iktisabı gerçekleşmezse, geçici hesapta tutulan kârın, satışın yapıldığı yılı takip eden üçüncü takvim yılının kâr ve zarar hesabına eklenebileceği hüküm altına alınmıştır. Ayrıca yeni yasa hükmü ile finansal kiralama yoluyla edinilen varlıklar da yenileme fonu uygulaması kapsamında alınmıştır. Söz konusu değişiklikler, amortismana tabi mallar için alınan sigorta tazminatları için de geçerlidir.
- Haklarında cezalı tarhiyat yapılan mükellefler açısından büyük önem taşıyan “Tekerrür” müessesesi yeniden düzenlenmiş ve geçmiş uygulamaya kıyasla daha objektif bir temele oturtulmuştur. Yeni kanun hükmü çerçevesinde, vergi ziyaına sebebiyet vermekten veya usulsüzlükten dolayı ceza kesilen ve cezası kesinleşenlere, vergi ziyaı cezasında cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren beşinci yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar, usulsüzlükte cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren ikinci yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar tekrar ceza kesilmesi durumunda, vergi ziyaı cezası %50, usulsüzlük cezası %25 oranında artırılmak suretiyle uygulanacak ve artırım tutarı kesinleşen cezadan (kesinleşen birden fazla ceza olması durumunda bunlardan tutar itibarıyla en yükseğinden) fazla olamayacaktır.
- Belirli koşullar altında, vergi incelemesine başlanmasından sonraki süreci de kapsayacak şekilde “Pişmanlık ve Islah” müessesinden faydalanma imkânı artırılmıştır. Vergi incelemesine başlandıktan veya takdire sevk edildikten sonra haber verilen olayın ilgili olduğu vergi türü veya olayın dışındaki hususlara ilişkin olarak pişmanlık hükümlerinden faydalanmak mümkün hale getirilmiştir.
- 5.000 Türk lirasını aşan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları uzlaşma kapsamına (tarhiyat öncesi uzlaşma dahil) alınmıştır. Uzlaşmaya konu edilebilecek usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının tespitinde cezayı gerektiren fiil bazında kesilecek toplam ceza tutarı dikkate alınacak ve 5.000 Türk lirasını aşmayan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları için cezalarda indirim oranı %50 artırımlı olarak uygulanacaktır. Uzlaşmanın vaki olması durumunda, uzlaşılan vergi cezalarının %75’inin yasal süresinde ödenmesine tanınan %25 indirim uygulamasının kapsamına usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları da alınmıştır. Eski uygulamada sadece vergi ziyaı cezaları uzlaşma ve indirim kapsamında idi.
- 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere, sosyal içerik üreticilerinin sosyal paylaşım ağları üzerinden elde ettikleri kazançlar ile akıllı telefon veya tablet gibi mobil cihazlar için uygulama geliştirenlerin, elektronik uygulama paylaşım ve satış platformları üzerinden elde ettikleri kazançları toplamı 103 üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarı (2021 yılı için 650.000 TL) aşmayan mükelleflerin bu kazançları gelir vergisinden istisna edilmiştir. Mükelleflerin başka faaliyetlerinden kaynaklanan kazanç ya da iratlarının bulunması istisnadan faydalanmalarına engel değildir. Ayrıca bahse konu teslim ve hizmetler, katma değer vergisinden istisna edilmiştir. İstisnadan faydalanılabilmesi için Türkiye'de kurulu bankalarda bir hesap açılması ve bu faaliyetlere ilişkin tüm hasılatın münhasıran bu hesap aracılığıyla tahsil edilmesi şart olup; Bankalar, bu kapsamda açılan hesaplara aktarılan hasılat tutarı üzerinden, aktarım tarihi itibarıyla %15 oranında gelir vergisi tevkifatı yapacaktır.
- Yeni yasal düzenleme ile vergi incelemelerine ilişkin önemli bir değişiklik yapılarak incelemenin kural olarak mükellefin işyerinde değil dairede yapılacağına dair hüküm ihdas edilmiştir. İncelemenin dairede yapılması, incelemeye tabi olanın iş yerinde tespit yapılmasına ve çalışmalarda bulunulmasına engel değildir. Ayrıca mükellef ve vergi sorumlusunun talep etmesi ve iş yerinin müsait olması halinde incelemenin iş yerinde de yapılması mümkündür. Ek olarak; incelemeye tabi olana, vergi incelemesinin konusunu ve incelemeye başlanıldığı hususu bir yazıyla bildirilecek olup, incelemeye başlama tutanağı alınmasına ilişkin düzenleme yürürlükten kaldırılmıştır.
- İndirimli kurumlar vergisi oranı uygulamasında değişiklik yapılmıştır. Yatırım teşvik belgesi bazında yatırım harcamasına yatırıma katkı oranının uygulanmasıyla belirlenen tutarın %10'luk kısmı, kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken ayı takip eden ikinci ayın sonuna kadar talep edilmesi şartıyla, özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç olmak üzere tahakkuk etmiş diğer vergi borçlarından terkin edilmek suretiyle kullanılabilmesine yönelik düzenleme 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren yapılacak yatırım harcamalarına uygulanmak üzere yürürlüğe girmiştir. Terkin talebinde bulunulabilecek tutar, hak edilen yatırıma katkı tutarından indirimli kurumlar vergisi yoluyla kullanılan yatırıma katkı tutarının düşülmesinden sonra bulunan tutarın yarısından fazla olamaz. Diğer vergi borçlarının terkini suretiyle kullanılan tutarın bir katına isabet eden yatırıma katkı tutarından vazgeçildiği kabul edilir, diğer vergilerden terkini talep edilen tutar ile vazgeçilen yatırıma katkı tutarları dolayısıyla vergi matrahına indirimli oranda kurumlar vergisi uygulanmaz. Bu kapsamda diğer vergi borçlarından terkin edilebilecek toplam tutar, ilgili yatırım teşvik belgesi kapsamında fiilen yapılan yatırım harcamalarına, yatırıma katkı oranı uygulanmak suretiyle hesaplanan tutarın %10’undan fazla olamaz.
- Fiziki ortamda tutulan defterlerde bulunan tasdik zorunluluğuna benzer şekilde, elektronik defterler için de düzenleme yapılmıştır. Buna göre; Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığınca müştereken belirlenen usul, esas ve süreler dahilinde elektronik ortamda tutulan defterler için berat alınması, elektronik ortamda tutulan diğer defterlerin ise Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen usul, esas ve süreler dahilinde onaylanması uygulamasında tasdik hükmünde kabul edilmiştir. Berat ve onayın belirlenen usul, esas ve süreler dahilinde alınmaması veya yapılmaması durumunda defterler tasdik ettirilmemiş sayılacaktır.
- Dijital vergi dairesinin yasal alt yapısı oluşturulmuştur. Fiziki ortamdan bağımsız olarak elektronik ortamda vergi dairesinin kurulması, vergi dairelerinin diğer vergi dairelerinin şubesi olarak belirlenmesi suretiyle mükelleflere hızlı ve etkin hizmet verilebilmesinin sağlanması, vergi dairesince yapılan işlemlerin elektronik ortamda kurulan vergi daireleri tarafından da yerine getirilmesini temin edecek düzenlemeler yapma konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığına yetki verilmiştir.
- Çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarıyla bağlantılı tarhiyatlar için “Karşılıklı Anlaşma” usulü adı altında yeni bir müessese ihdas edilmiştir. Yeni uygulama ile mükellefler, usulüne uygun yürürlüğe konulmuş bir çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması hükümlerine aykırı olarak vergilendirildiği veya bu şekilde vergilendirileceğine ilişkin kuvvetli emareler bulunduğu iddiasıyla anlaşmanın “Karşılıklı Anlaşma Usulü” hükümlerine göre Gelir İdaresi Başkanlığına başvurabilecektir. Yapılan başvurunun değerlendirilebilmesi için çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasında öngörülen süre ve usulde yapılması şarttır. Anlaşmada başvuru için süre bulunmadığı veya iç mevzuat hükümlerine atıf yapıldığı durumda başvurunun, anlaşma hükümlerine aykırı olduğu iddia edilen bir vergilendirme işleminden mükellefin ilk haberdar olduğu tarihten itibaren üç yıl içerisinde yapılması esastır.
7338 Sayılı Kanun’a ulaşmak için aşağıdaki linke tıklayınız.
https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/10/20211026-1.htm
Saygılarımızla,
CONSULTA Vergi
(*) Sirkülerlerimizde yapılan açıklamalar yalnızca bilgilendirme amaçlı olup, kesin işlem tesis etmeden önce uzmanlarımızdan görüş ve yönlendirme alınmasını önemle tavsiye ederiz. Bu sirkülerlerin amacı tek başına uygulamalara yön vermek olmayıp; mükelleflerimizin risk, fırsat ve değişiklikler hakkında güncel bilgi sahibi olmalarını sağlamaktır. Yegâne kaynak olarak sirkülerlerimizdeki açıklamaların kullanılması halinde doğabilecek olası zararlardan CONSULTA sorumlu olmayacaktır.