Kişinin Özlük Dosyasında Bulunan Sağlık
Raporunun Mahkemeye Sunulmasının KVKK Kapsamında Değerlendirilmesi
12.03.2021
Özet: Bültenimizde, Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun
18 Şubat 2020 tarihli, işe iade davasında kişinin sağlık raporunun işveren tarafından
dava savunmasında kullanması hakkındaki kararı incelenmiştir.
İşe iade davasında, veri sorumlusu işveren tarafından
davacının özlük dosyasında yer alan sağlık raporu savunmada kullanılmak suretiyle mahkemede sunulmuştur.
Davacının kuruma yaptığı şikâyetin konusu şu
şekildedir:
- İlgili kişinin iş akdinin tek taraflı feshi
nedeniyle veri sorumlusu işveren hakkında açtığı işe iade davasında, dava içeriği ile ilgili olmamasına rağmen
özlük dosyasında yer alan kendisine ait özel nitelikli kişisel verilerinin mahkemenin talebi
olmadığı hâlde dava dosyasına sunulduğu,
- Sağlık durumu hakkında özellikle ilgili sağlık
kurumu tarafından bir tanı konulmamış olmasına rağmen sağlık raporlarında yer alan “uzman” veya
“bilirkişi” gibi ifadelerin büyük harfler içine alınarak psikolojik tanı koymaya yetkili bir kurum
veya kişi sıfatı ile raporların davaya konu edilmesinin kişilik haklarının ihlal edilmesine
sebebiyet verdiği ifade edilerek 6698 sayılı Kişisel
Verilerin Korunması Kanunu (Kanun) uyarınca veri sorumlusu hakkında gerekli işlemlerin tesis edilmesi
talep edilmiştir.
Konuyla ilgili incelemede veri sorumlusunun
savunmasının istenmesinin ardından yapılan savunma
şu şekildedir:
- İşverenin 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği
Kanununun 15. maddesine göre çalışanın sağlık muayenelerini yapmasını sağlamak zorunda olduğu,
- İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliğinin 7. maddesinde
yer alan hüküm uyarınca işten ayrılma tarihinden itibaren en az 15 yıl süreyle çalışanların
kişisel sağlık dosyalarının saklanacağı,
- Bu sebeple çalışanın sağlık verilerinin anılan Kanun
ve Yönetmelik hükümlerince işlendiği,
- Söz konusu raporların herhangi bir gerekçe ile talep
edilmeksizin izin taleplerinin bir mazereti olarak bizzat ilgili kişinin kendisi tarafından ibraz
edildiği,
- İlgili kişinin tüm uyarılara rağmen görev ve
sorumluluklarının gereğini yerine getirmemesi ile birlikte işyerinde sergilediği olumsuz tutum ve
beyanlar nedeniyle işyerinin çalışma düzenine ve iş huzurunun bozulmasına sebebiyet verdiği, bu
nedenle 4857 sayılı İş Kanununun 25. maddesi uyarınca iş akdinin feshedildiği,
- Mahkeme tarafından ilgili kişiye ait özlük
dosyasının tüm içeriğinin kendilerine gönderilmesinin istendiği,
- Bu bağlamda mahkeme tarafından talep edilen özlük
dosyasının tüm içeriğinin şikâyete konu sağlık raporları da dâhil olmak üzere herhangi bir bilgi
ve belge ayırt edilmeksizin mahkeme ile paylaşıldığı,
- Mahkeme emrinin yerine getirilmesini müteakip
şikâyete konu raporların şirket savunması ve iş akdi feshi sebebine ilişkin maddi vakıaların ispatı
amacıyla hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun ve işlendiği amaç ile
bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olarak cevap dilekçesine de eklenerek mahkemeye sunulduğu ifade edilmiştir.
Yapılan incelemeler neticesinde Kişisel Verileri
Koruma Kurulu’nun 18 Şubat 2020 tarihinde verdiği
karar şu şekildedir:
- Kanunun 3. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (ç)
bendi uyarınca “ilgili kişi” tanımlaması, kişisel verisi işlenen gerçek kişiyi ifade ederken;
- (ı) bendi uyarınca “veri sorumlusu” tanımlamasının,
kişisel verilerin işleme amaçlarını ve vasıtalarını belirleyen, veri kayıt sisteminin
kurulmasından ve yönetilmesinden sorumlu olan gerçek veya tüzel kişiyi;
- (e) bendi uyarınca da “kişisel verilerin işlenmesi”
tanımlamasının, kişisel verilerin tamamen veya kısmen otomatik olan ya da herhangi bir veri
kayıt sisteminin parçası olmak kaydıyla otomatik olmayan yollarla elde edilmesi, kaydedilmesi,
depolanması, muhafaza edilmesi, değiştirilmesi, yeniden düzenlenmesi, açıklanması,
aktarılması, devralınması, elde edilebilir hâle getirilmesi, sınıflandırılması ya da
kullanılmasının engellenmesi gibi veriler üzerinde gerçekleştirilen her türlü işlemi ifade ettiği,
- Kişisel verilerin, Kanunda yer alan “Genel İlkeler”
ve öngörülen usul ve esaslara uygun işlenebileceği ve verilerin işlenmesinde
a) Hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun olma.
b) Doğru ve
gerektiğinde güncel olma.
c) Belirli,
açık ve meşru amaçlar için işlenme.
ç) İşlendikleri
amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olma.
d) İlgili mevzuatta öngörülen veya işlendikleri amaç
için gerekli olan süre kadar muhafaza edilme” ilkelerine uyulmasının zorunlu
olduğu,
- Kişisel verilerin işlenmesinde açık rıza şartının
olduğu fakat yalnızca Kanun’da belirtilen istisna hallerinde bu açık rızanın aranmayacağı (Kanunun
5.maddesi)
- Kanunun 6. maddesinin (1) numaralı fıkrasında ise
kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları,
kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve
güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verilerinin özel nitelikli kişisel veri
olduğu,
- (2) numaralı fıkrasında özel nitelikli kişisel verilerin
ilgilinin açık rızası olmaksızın işlenmesinin yasak olduğu,
- (3) numaralı fıkrasında, birinci fıkrada sayılan
sağlık ve cinsel hayat dışındaki kişisel verilerin kanunlarda öngörülen hallerde, sağlık ve cinsel hayata
ilişkin kişisel verilerin ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbi teşhis,
tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve
yönetimi amacıyla sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve
kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebileceğinin hükme bağlandığı,
- 4857 sayılı İş Kanunu’nun işçi özlük dosyası
başlıklı 75. maddesine göre; işverenin çalıştırdığı her işçi için bir özlük dosyası düzenlediği, bu dosyada,
işçinin kimlik bilgilerinin yanında, bu kanun ve diğer kanunlar uyarınca düzenlemek zorunda olduğu her
türlü belge ve kayıtları saklamak ve bunları istendiği zaman yetkili memur ve mercilere
göstermek zorunda olduğu,
- Ayrıca idari para cezası başlıklı 104. maddesinde
Kanunun 75. maddesinde belirtilen işçi özlük dosyalarını düzenlemeyen işveren veya işveren vekiline
idari para cezası verileceği, ancak sağlık raporlarının işçiye ait özlük dosyasının içerisinde
yer alıp alamayacağı hususuna ilişkin ise gerek 4857 sayılı İş Kanununda gerekse 6331 sayılı İş
Sağlığı ve Güvenliği Kanununda özel bir hüküm bulunmadığı,
- Diğer yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanununun 219. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, tarafların, kendilerinin veya karşı tarafın delil
olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorunda olduğu,
- Bununla birlikte, anılan Kanunun 220. maddesinin 3.
fıkrası uyarınca, belgeyi ibraz etmesine karar verilen tarafın, kendisine verilen sürede belge ibraz
edilmez ve aynı sürede, delillerle birlikte ibraz edilmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret
gösterilmez ya da belgenin elinde bulunduğu inkâr edilirse, mahkemenin, duruma göre belgenin
içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebileceği,
- 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair
Kanunun “İncelenemeyecek Dilekçeler” başlıklı 6.maddesinde, Türkiye Büyük Millet Meclisine veya
yetkili makamlara verilen veya gönderilen dilekçelerden yargı mercilerinin görevine giren
konularla ilgili olanların incelenemeyeceğinin hüküm altına alındığı,
- Somut olayda mahkemenin davaya ilişkin olarak yazmış
olduğu müzekkerede davalı veri sorumlusundan davacı ilgili kişiye ait özlük
dosyasının tüm içeriğinin tasdikli bir suretinin gönderilmesini istediğinin görüldüğü
değerlendirmelerinden hareketle,
6698 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin (1) numaralı
fıkrasının (d) bendinde yer alan “Kişisel verilerin soruşturma, kovuşturma, yargılama veya infaz
işlemlerine ilişkin olarak yargı makamları veya infaz mercileri tarafından işlenmesi” hükmü ile 3071 sayılı
Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun’un “İncelenemeyecek Dilekçeler” başlıklı 6 ncı maddesinin
(b) bendi dikkate alındığında konuya ilişkin Kurul tarafından tesis edilecek bir işlem
bulunmadığına karar verilmiştir.
Saygılarımızla
CONSULTA İş ve Sosyal Güvenlik
(*) Sirkülerlerimizde yapılan açıklamalar yalnızca
bilgilendirme amaçlı olup, kesin işlem tesis etmeden önce uzmanlarımızdan görüş ve yönlendirme alınmasını
önemle tavsiye ederiz. Bu sirkülerlerin amacı tek başına uygulamalara yön vermek olmayıp;
mükelleflerimizin risk, fırsat ve değişiklikler hakkında güncel bilgi sahibi olmalarını sağlamaktır. Yegâne
kaynak olarak sirkülerlerimizdeki açıklamaların kullanılması halinde doğabilecek olası zararlardan
CONSULTA sorumlu olmayacaktır.